İş'te Ahlak ve Etik

İş’te Ahlâk ve Etik

Etik ve Ahlak konusunda yazılan yazılar, söyleşi, kitaplar ne kadar önemli bir değer olduğunun kanıtıdır. Bunun kişiden kişiye, yaşadığı mahalle, kültüre, iş duruma vb. göre Ahlâki Etik değerlerinin değiştiği ve ifade edildiğini görüyoruz. Hepimiz kendince bir yol tutturmuş gidiyoruz…

Kişisel anlamda bu savları kabullenemesek te sesimizde çıkmıyor maalesef.

Yaşamımızın en değerli sürelerini geçirdiğimiz, evimizin rızkını çıkartmaya çalıştığımız, iş yaşamımızda “İş’te Ahlâk ve Etik” ile ilgili sıkıntısı olmayan var mı acaba?

Bu konuda şahit olduğumuz, maddi ve manevi olarak da canımız çok yanarken maalesef sesimiz çıkmıyor ve susuyoruz!

Bir çoğumuzun sebebi ne olursa olsun kabullenmek ve zorunda hissettiğimiz için bizi isyan noktasına getirinceye susuyoruz!

Bizi bu kadar derinden yaralayan Ahlâk ve Etik nedir acaba?

Ahlâk; bize doğduğumuz günden itibaren eşlik etmekte bir kısmını da zaman içerisinde tutum ve davranışlarımız.

Etik; yaşamımız içerisinde gerek bireysel gerekse toplumsal anlamda kurduğumuz ilişkilerin temelini oluşturan değerlerimizi, kuralları, doğru-yanlış, iyi-kötü gibi kavramların bütünü olarak tanımlayabiliriz.

Her insanın temiz ve saf olarak dünyaya geldiğini düşünürsek nasıl oluyor da zaman içerisinde Ahlâkımız tartışılıyor?

§ Ahlâkımız çok mu kolay bozuluyor?

§ Ahlâki değerlerimizi korumak elimizde değil mi?

§ Ahlâkımızı hangi süreçler daha çok etkiliyor?

Birçoğunuz bu konu hakkında yaşanmışlıklarınız doğrultusunda çok değerli yorumlar yapacaksınızdır.

Ortalama ömrümüzün 70 yıl olduğunu düşünürsek bunun 40 yılı iş yaşamımızda geçiyor.

Çalışma sürecimizi Ahlâki değerler ışığında istediğimiz gibi yönetebiliyor muyuz?

Doğru yolda ilerlemediğimizi hepimiz hemfikiriz. O zaman bunu etkileyen unsurların neler olduğunu ele almaya çalışalım.

Çalışma günümüze unvanı ne olursa olsun olarak olası başarısızlıklarda birlikte çözüm aramak yerine “Ahlâk ve Etik” ile donatıp arkadaşını şikâyet edenleri dinleyerek başlarsak neler düşünürüz? Haliyle motivasyonumuz kaybolur, çözüm üretemez ve çoğunlukla da karamsarlığa kapılırız.

Buna tenezzül etmek kime ve neye yarıyor, yaptığımıza değiyor mu?

Endişelerim sadece kendimiz, çalışma arkadaşlarımız ya da işletme adına değil, geleceğimiz içindir.

Bu davranışlarımızın sebeplerini sorguladığımız ve aklımıza ilk gelenleri sıralamaya kalkarsak;

§ Şirketlerin ekonomik koşullar,

§ Kar hırsı,

§ Acımasız rekabet.

§ Kariyer hesapları,

§ Arkadaşlar arasındaki ayak oyunları vb.…

Bu davranışlara maruz kalan kişilerin nasıl mağdur olduklarına şahit olmaktayız. Bunun sebeplerini sorgulayanların yolculuğu başlıyor. 9. Köy espriden öte birden gerçekleşiveriyor. Ama olsun üzülmeyelim bizi misafir edecek daha nice köyler var…

Sorun hepimizi ilgilendiriyorsa o zaman birlikte aşağıdakilere cevap arayalım ;

§ Biz niye böyle davranıyoruz?

§ Kime ne faydası var?

§ Niçin böyle olduk?

§ İş yaşamınızda bunu nasıl tolere edersiniz?

§ Vb. birçok soru peş peşe geliyor.

§ Kendimizle ilgili davranışlarımızı sorguladık mı?

§ İşime ve arkadaşlarıma karşı saygılı mıyım?

§ Kendimi doğru ifade edebiliyorum?

§ Başkalarının yaptıklarını kolayca tenkit ettiğim kadar, doğru olmadığını düşündüğüm konularda ben nasıl davranıyor ne tepki veriyorum?

§ Öz eleştiri yapabiliyor muyum?

§ Bir hedefim var mı?

§ Bunları içselleştirip yaşam felsefesi haline getirebildim mi? …

Bu sorulara cevap bulabilmek bir yana birbirimizle münazara edebilmek bile o kadar güçleşti ki.

42 yıllık iş tecrübelerim ışığında “Çok Üzgünüm!”;

§ Üzgünüm; bunlara net cevap veremediğim için,

§ Üzgünüm; işimize nasıl gelirse davrandığımız içini.

§ Üzgünüm; İletişim kuramadığımız için.

§ Üzgünüm; Maddi değerler uğruna maneviyatımızı kaybettiğimiz için.

Çok isterdim;

§ Karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörülü olabilmeyi,

§ Adalet, doğruluk, Ahlâki, idealistlik ve akılcı davranabilmeyi,

§ Çalışkan, erdemli ve kendini halkına adanmayı,

§ Bu kutsal değerleri “Yaşayabilmek ve yaşatabilmeyi”

Günümüz koşullarında… diye başlayan; sosyal ve ekonomik nedenler vb. farklı yaklaşımlar olacaktır.

Çalışma hayatımızdaki “Ahlâkı ve Etiğini” yönetici ve çalışma arkadaşlarımızla ilişkilerimizin, kurum kültürünün, aile ve sosyal yaşamımızda büyük önemi var.

Ama sorgulamaya öncelikle kendimizden başlamalıyız. İster; işletme sahibi, Kamu ya da Özel Sektörde Genel Müdür, Yönetici, Mavi Yaka veya Beyaz Yaka çalışan, Siyasetçi, Sendikacı vb. olalım hiç fark etmeyecektir.

İlk akılımıza gelen ve sorguladığımız yöneticilerimizin tutum ve davranışlarının tüm süreç ve paydaşları Ahlâki ve Etik noktasında olumlu veya olumsuz yönde etkilemesi. O zaman akılımıza yöneticilerimiz bu konuda ne düşünüyorlar acaba diye sormadan onlarca cevabı peş peşe sıralayacağınızdan eminim.

Bence bugüne gelmeden iş hayatına atılmadan önce üniversitede iken; çalışma yaşamına nasıl bakıyorlardı? “İş Yaşamındaki Ahlâki ve Etik değerler” hakkında neler düşünüyorlardı? Eminim merak ediyorsunuzdur. O zaman hep beraber 2003 yılında Üniversitelerin yönetim kademelerine eleman yetiştiren bölümlerinden öğrencilerin katıldığı “iş dünyasındaki etik kavramı konusundaki düşüncelerini ortaya çıkarmak” başlıklı önemli bir araştırma sonuçları ışığında bir yolculuğa çıkalım.

İşletmelerdeki Etkenler (2003);

Sorunlar

Değer ölçüsü

Şirket çalışanının ahlâk yapısının bozulması

6.05

Üstlerin iş etiğine aykırı davranışa karşı kayıtsız/olumlu tutumu

6.00

Toplumun ahlâk yapısının bozulması

5.98

Kişisel maddi gereksinimlerinin karşılanamaması

5.91

Faaliyet gösterilen sektörün ahlâk yapısının bozulması.

5.65

Yasal düzenlemelerin eksikliği

5.59

Şirket yaptırımlarının eksikliği

5.58

İş arkadaşlarının iş etiğine aykırı davranışları

5.38

Şirketin yazılı iş etiği kurallarının olmaması

4.89


Ülke genelinde etkenler (2003);

Sorunlar

Değer ölçüsü

Siyasi istikrarsızlık

6.35

Ekonomik belirsizlik

6.31

Eğitim yetersizliği

5.90

Hayat pahalılığı/enflasyon

5.76

İşsizlik

5.70

İş dünyasında ahlâki yozlaşma (rüşvet, yolsuzluk...)

5.50

Terör/savaş durumu

5.40

Sosyal güvenlik eksikliği

5.04

Not: En güçlü etken 7, en önemsiz etken 1 puan değerlendirilmiştir.

Araştırmadaki cevapları ile bugünkü uygulamaları üzerindeki yorumları sizlere bırakıyorum. Sonuç bölümündeki tespitleri sıralayacak olursak;

Şirket çalışanının ve toplumun ahlâk yapısının bozulmasının, üstlerin iş etiğine aykırı davranmaya karşı kayıtsız veya olumlu tutumlarının kişisel maddi gereksinimlerinin karşılanamamasının bir şirket çalışanını iş etiğine aykırı davranmaya çok fazla yönelttiğini düşünüyor.

Gerek Türkiye'de gerekse dünyada yolsuzlukların, ahlâki yozlaşmayı Türk iş dünyasına etki eden öncelikli faktörlerden biri olarak görmüyor.

İş ahlâkının benimsenmesinin, ilgili şirketi takdir edilen ve başarılı kılmasına karşın kârlı şirket yapmayacağına inanıyorlar.

Her ne kadar iş ahlâkına uygun davranmanın kâr etmekten daha önemli olduğu savunulsa da iş ahlâkına uyan şirketin karlı olmayacağı fikri gelecekte şirketleri yönetecek olanların ortaya koyduğu ilginç bir bulgu olarak görünüyor.

Çalışanların iş ahlâkı ile ilişkili olumsuz davranışları söz konusu olduğunda “Bir şirket çalışanının başarılı olmak uğruna iş ahlâkına aykırı dahi olsa her şeyi yapabileceği” ifadesi öğrencilere oldukça olumsuz gelirken, “iş ahlâkına uygun davranmayan bir çalışanın uygun davranana göre daha hızlı yükseleceği”konusunda aynı kesinlikte olumsuz bir yargıya sahip olmamaları yine ilginç bulgulardan biri.

Rakip şirketler hakkında gizli bilgi elde etmek iş ahlâkına kısmen aykırı olarak değerlendiriliyor. Birbiriyle çelişkili gibi dursa da bu bulgu, iş ahlâkına en aykırı algılanan “şirket bilgilerini dışarı sızdırma bulgusu” ile birlikte yorumlandığında, öğrencilerin şimdiden ileride çalışacakları şirketlere bağlılıkları konusunda ipucu verebiliyor.

İş başvurularının değerlendirilmesinde şirket yöneticilerinin ayırımcılık yaptığına inanmaları da iş dünyasına olan bakış açılarını gösteriyor.

İş dünyasında, iş ahlâkına uymadığını ifade ettikleri, yükselmek için başkalarının yaptıklarından pay çıkarılması ve tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya istismar edici reklam ve satış teknikleri kullanılması gibi davranışların gerçekleştiğine inanıyor.

Çalışanları iş ahlâkına aykırı bu tür davranışlar göstermeye iten nedenlerin başında gerek kişinin bireysel olarak gerekse toplumun ahlâk yapısının bozulması gösteriliyor ki, bu durum Türk toplumunun kültürel değerleri söz konusu olduğunda dikkat çekilmesi gereken önemli bir bulgu olarak ortaya çıkıyor.

Yöneticilerin iş ahlâkına aykırı davranışlara karşı kayıtsızlığı, iş göreni iş ahlâkına aykırı davranmaya iten ikinci derecede etkili bir neden olarak ifade ediliyor. Bu saptamanın öğrencilerden gelmiş olması, öğrencilerin yönetim kademelerinin iş ahlâkının benimsenmesi konusunda kritik rollerini algılamaları açısından yüksek bir bilinç düzeyine sahip olduklarını düşündürüyor.

Kısacası;

Ekonomik işletmeler öncelikle 'kar' amacıyla kurulur. Ancak işletmelerin 'kar' amacına dönük faaliyetlerinde 'kanunlara' uyma zorunluğu yanında 'ahlâki değerlere' de özen gösterilmelidir.

Artan rekabet koşullarında, işletmelerin varlıklarını sürdürmelerinde gerek kurumsal güveni sağlamalarında gerekse yüksek bir iş yaşamı kalitesi sunmalarında İş Ahlâkı ve Etiği ilkelerini benimsemeleri ve uygulamaları giderek daha önemli hale gelmiştir.

Bunun yanında, özellikle yönetsel açıdan karar verici konumunda bulunan iş görenlerin, çalıştıkları işletmelerde ahlâk ve etik davranışın benimsenmesinde kritik etkiye sahiptirler. Ayrıca, iş dünyasında ahlâk dışı davranışları içeren sorunların önemli bir kısmının, kişilerin eğitimleri sırasında iyi bir ahlâki yönlendirme içinde olmamalarından kaynaklanmaktadır.

Geleceğin yönetim kademelerinde yer alacak kişilerin büyük bir çoğunluğunun günümüz üniversite öğrencileri arasında olduğu gerçeğinden hareketle bu kişilere İş Ahlâkı ve Etiği konusundaki algı ve tutumlarının eğitim sırasında iyi örneklerle yaşatılarak verilmesi ve yöneticilerimizin de İş Ahlâkı ve Etiğini destekleyecek davranış ve teşviklerine ihtiyacımız ortaya çıkmaktadır.

Ahlâk ve Etik konusunda bir yazı yazabilmek, hele ki bu “İş’te Ahlâk ve Etiği ele alıyorsa” sanırım onu tamamlayabilmek nokta koyabilmek hiçbir zaman mümkün olmayacak “virgül” olarak kalacak…

28 Şubat 2021

Tahsin Özyamak

EYS Baş Denetçisi/Danışman

Kaynak: “Üniversitelerin yönetim kademelerine eleman yetiştiren bölümlerinden öğrencilerin, iş dünyasındaki etik kavramı konusundaki düşüncelerini ortaya çıkarmak” 2003 İTÜ İşletme Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. İlker Topçu ve Yrd. Doç. Dr. Şebnem Burnaz ile İstanbul Bilgi Üniversitesi İ.İ.B.F.' den Yrd. Doç. Serap Ekin