• iz Bırakmak

iz Bırakmak

İz Bırakmak

Yaşamımızı niyetlerimizin üzerinde kurmaya çalışıyoruz. Ama niyetlerimizi her zaman önceden ve biz belirleyemiyoruz. Bazen yaşadığımız bir olay, tanıştığımız kişiler. Hatta önemsiz bir soru ya da söz. Ve sonrasında gelsin aksiyonlar.

Önceden hiç düşünmediğimiz aksiyon almamıza gerek olmayan şeyler birdenbire aksiyon oluveriyor.

Bir yazımı “Farkındalığımızın farkında mıyız?” konusu üzerine yazmıştım. Çünkü hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz. Çünkü farklıyız. Ama “farkımızın farkında” değiliz.

İş hayatımızdaki aksiyonları formlar, normlar ele geçirdi. Tek tip olmaya özendirilmekteyiz. Çoğunlukla da özgürlüğümüzün kısıtlandığını hissediyoruz. İz bırakmak için çabalarımıza kimi zaman müsaade edilmiyor, kimi zamanda müsaade edilse de değerlendiremiyoruz. Bunu en yoğun yaşadığımız süreç ergenlik ve iş yaşamımız. Buda hayatımızın neredeyse 40-50 yılı. Geriye ne kaldı?

İçimizdeki özgür ruhu olgunluk dönemine geldiğimizde açığa çıkartmaya çalışıyoruz. Baskılandırılmış bir birey isek onu da ortaya çıkartamıyoruz. Geçmiş ola!

Olgunluk dönemime geldiğimde yaşamım boyunca yapmak isteyip de yapamadıklarımı hayata geçirebilmek için kararlar almaya ve gerçekleştirmeye çalışıyorum.

Danışmanlık ve denetçilik gibi çok şanslı bir uğraşım var. Kimi zaman genç kariyerleri için yürekleri kuş gibi çarpan kardeşlerimin heyecanlarına ortak oluyorum. Bazen de yıllarını iş yaşamına adamış tecrübelerini ve maddi birikimlerini sadece üretim anlamında değil sosyal alanlarda da ihtiyacı olanlarla hiçbir karşılık beklemeden paylaşan duayenlerle. Üzülerek ifade etmem gerekirse karamsarlık içinde bıkkın ve bezgin olanlarla da önemli mesailer harcıyorum.

Küçücükken bize ilk öğretilen şeylerden biride camlara iz bırakmamaktı. Gizlice camı üfleyerek buğu yaparak burnumuzun kim zamanda elimizin izini çıkartmak için uğraşırdık cama.

Yaşamım boyunca bana çok şey öğretildi. Bunların içinde doğru olanları uygulamayı niyet ettim ve elimden geldiğince gerçekleştirmeye çalıştım. Kim zamanda yanlışlardan kendimce dersler çıkarttım. Bazen de köşelere sıkıştırılmış birisi olarak nefesimim daraldı ve zorlandım.

Geldiğim noktada; eğlenceli bir şekilde her ne ve neresi olursa olsun iz bırakmaya çalışıyor hep izim kalsın istiyorum.

İnsanlar ilk çağlarda mağaralara el ve ayak izleri bırakırlarmış. Ben buradayım demek için mi?

Yoksa o insanların mutluluklarını yansıtmanın bir kalıntısı olarak mı?

Biz ise şimdi çok daha kolayını yapıyoruz. Fotoğraf ve video çekiyoruz mutlu anılarımızı ifade edebilmek için.

Bugün Mustafa Uğur ve Çağlar Yurt’ un yönetmenliğini yaptığı 2018 yapımı “Yanımda Kal” filmini izledim. Filmin önemli bölümlerinden biride iki sevgilinin el izlerini boyayarak duvarda üst üste getirdikleri “İz bırakma” sahnesi idi.

Var mısınız ellerimizi ya da düşüncelerimizi üst üste boyayarak izler bırakmaya? Hayal bile olsa güzel olmaz mı acaba?

Kendimiz ve birbirimiz için önemliyiz ve önemsemeliyiz. Çünkü paylaşmamız ve iz bırakmamız için çok sebep var.

Tahsin Özyamak 30 Kasım 2019